İhtiyaçlarımız karşılanmadığında, öz kimliğimiz tehdit altında olduğunda veya bilinçsiz bir yara tetiklendiğinde partnerimizle tartışır ve kavga ederiz. Her iki durumda da, rahatsızlık veya acı yaşıyoruz ve partnerimizin görüşlerini veya davranışlarını değiştirerek ortadan kaldırmayı istiyoruz. Bu da genellikle korku ya da utanç duygularının neden olduğu kavga, kaçma ya da donma reaksiyonuna yol açar. Her bilinç gelişimi düzeyinin çatışma ile baş etmek için kendi stratejileri vardır. Geleneksel öncesi seviyedeki bilinç birincil duyguları (genellikle öfke, üzüntü, korku, nefret, iğrenme) başkalarına yansıtma yoluyla, geleneksel seviyedeki bilinç duyguları bir kenara bırakarak bazı genel geçer kuralları izleyerek veya problemin kendisine ve tarafların ilgi/ihtiyaç alanlarına odaklanarak kazanç temelli rasyonel çözümler bulur. Bu stratejilerden hiçbiri işe yaramadığında, sorunlar genellikle çözülmeden kalır veya ilişkilerin sona ermesine yol açar. Sık sık olduğu gibi, çözülemeyen sorunun çözümü 5. seviyedeki geleneksel bilinç düzeyinin bir üstünde gelişen yine geleneksel olan 6. seviye “Çoğulcu duyarlı-benlik” düzeyinde bulunur. Orada, partnerler kendi temel ihtiyaç ve duyguları ile bağlantı kurar, onları şefkatsiz ve suçlayıcı olmayan bir şekilde “ben” cümleleri kurarak iletir ve partnerlerinin ihtiyaçlarını ve duygularını dikkate alan gerçekleştirilebilir taleplerde bulunurlar. Bu iletişim biçimine “şiddetsiz iletişim” veya “şefkatli iletişim” denir. Şiddetsiz İletişim’in kurucusu Marshall Rosenberg tarafından eğitilen Martin Ucik’ten özel seans alarak veya 7 Aralık Cumartesi günü gerçekleştireceğimiz İntegral İlişkiler – “Şefkatli İletişim” hafta sonu etkinliğimize katılarak siz de Şiddetsiz İletişim yollarını keşfedebilirsiniz.