Mutlu bir aşk ilişkisi için, anima / animus kompleksimizi fark etmemiz ve iyileştirmemiz gerekir.
Bu, karşıt ve eşit partnerler arasında gerçek bir birliktelik yaratmanın mümkün hale geldiği en yüksek beşinci aşamaya geçmemizi sağlar.
Kendimizi kız ya da erkek olarak idrak etmemiz çocuklukta geliştikçe, biz de devamlı olarak karşı cinsin niteliklerini, farklı derecelerde gizler, ayırır, inkar eder, bastırır veya azlederiz.
Bu reddedilen (ve bu nedenle bilinçsiz olan) gerçekliklerin parçaları tanınmaz ve hayatın ilerleyen safhalarında, ruhun parçalarını kapsayan ve bunun sonucunda, karşı cinse dışa dönük yansımalar olarak meydana gelen, içe dönük gölgeler olarak geri kazanılır. Buna bağlı bilinçsiz içerikler demeti komplex olarak adlandırılır.
Erkeklerde Anima Gelişiminin Evreleri:
1. Anne Olarak Kadınlar
Erkek, onunla ilgilenmesi için bir anneciğe ihtiyaç duyar.
Bu ilk evrede, erkeğin animası tamamen anneyle bağlıdır. Bu kadının, onun kendi annesi olması gerekmez fakat beslenme, güvenlik ve sevgi sağlayan sadık bir kadın imgesidir. Doğal, içgüdüsel ve biyolojik olan her şeyi temsil eder. Bu türden bir anima kompleksi olan bir erkek, bir kadınla hayati bir bağlantı kurmadıkça iyi bir şekilde işlevini yerine getiremez ve kolayca, kadın tarafından kontrol edilme ve sömürülme tuzağına düşer. Sıklıkla iktidarsızlıktan muzdariptir muzdariptir ya da hiç cinsel isteği yoktur ve bu nedenle ana kuzusu olarak adlandırılır. Bu tür bir animaya sahip olmak, ayrıca, kaza ya da hastalık korkusu ya da kişilik bozukluğu ile de kendini gösterir. Yunan mitolojisindeki Deniz Kızları ve Alman mitolojisindeki Lorelei, bir erkeğin kayıp bir aşk ilişkisi uğruna intihar yoluyla ölümüne yol açabilecek olan, anima’nın bu tehlikeli yönlerini simgelemektedir.
2. Seks Objesi Olarak Kadınlar
Erkek, kadının ona kendini iyi hissettirmesini ister.
İkinci evrede, anima toplu bir cinsel imgedir. Bu kadın Marilyn Monroe, Madonna ya da Playboy modelidir. İkinci evredeki erkekler, genellikle tüm kadınları seks objeleri olarak gören ve bazen cinsel bağımlılıklara da dönüşen cinsel maceralara tekrar tekrar atılan Don Juanlardır. Bu ilişkiler daima kısa ömürlüdür çünkü erkek sadık değildir ve her zaman bir sonraki fethini arar ve hiçbir kadın, erkeğin kafasındaki ideal kadın partnerin gerçekçi olmayan imgesinin düzeyine erişemez.
3. Eş Olarak Kadınlar
Erkek, kadının sadakatini ve desteğini ister.
Erkeğin anima kompleks gelişiminin üçüncü aşamasında, bir adam eşine bakmaya ve ailesine adanmaya hazır hale gelir. Erkek, kadınların animus gelişimlerinin üçüncü evresindeki dengi olan, aradıkları sevgi dolu koruyucu ve sağlayıcıdır. Partnerleri destekleyici, talepkar olmayan, ilgili, sadık, erişilir seks partneri ve çocuklarını seven bir anne olarak rolünü yerine getirdiği sürece, Bu animaya sahip erkekler eşlerini oldukları gibi kabul ederler. Erkeğin cinselliği genellikle ilişkilerine entegredir ve onu çapkınlığa sürükleyen özerk bir işlev değildir. Erkek aşk ve şehvet arasında ayrım yapabilir, bu da onun uzun süren bir ilişki (eğer kadın kalırsa) yaratmasına olanak tanır çünkü birisini cinsel arzusunun objesi haline getirme ve eşine sadık bir koca olmanın faydalarını toplama arasındaki farkı anlayabilir.
4. Yaratıcılık ve Bilinçlenme İçin Rehber Olarak Kadınlar
Erkek, kadının bağımsızlık ihtiyacı karşısında zorluk çeker.
Dördüncü aşamada, bir erkeğin animası, içsel hayatı için bir rehber görevi görür. Animus kompleks gelişiminin dördüncü aşamasındaki kadınlar duygusal ve finansal olarak erkeklerden bağımsız hale geldikçe, çoğu zaman kocalarına/partnerlerine sırtlarını dönerler ve onları istekleri dışında terk ederler. Olayların bu hale gelişi ise arkada bırakılan erkekleri çoğu zaman takdir, değer, önem, tatmin, mutluluk, canlılık, tutku, neşe, amaç, huzur ve sevgiyi ilişki dışında aramaya zorlar. Arayışları boyunca, genellikle “ben kimim”, “nereden geliyorum”, “neden buradayım”, “hayatımın anlamı ne”, “ne yapmalıyım”, “amacım ne” ve “nereye gideceğim” gibi hayatın daha derin sorularına cevap verme arzusu ortaya çıkar.
Bu sorular üzerine kafa yormak, şu an elinizde tuttuğunuz kitap gibi kitaplar okumak veya erkek gruplarında, Yeni Çağ oluşumlarında ve kişisel gelişim atölyelerinde benzer bir yolda başkalarıyla bir bağ aramak gibi eylemler bu aşamadaki erkeklerin bilinçsiz anima düzeylerini daha bilinçli hale getirmelerini sağlar. Bunu yaparlarken, kendi özgün doğalarına, gerçek amaçlarına, gerçek tutkularına ve “kayıtsız şartsız” sevme kapasitelerine -bir kadınla birliktelikten bağımsız olarak- yönelik özgürleştirici bir uyanış süreci yaşarlar.
Madalyonun öbür yüzünde ise bu erkekler yeni kavuştukları özgürlüklerini feda etmekten veya tek bir ilişkiyle kısıtlanmaktan kaçınmak için orta yaş krizi geçiriyormuş, bağlanma fobisi geliştiriyormuş, kadınlarla daha derin bir yakınlıktan tamamıyla kaçınıyormuş ya da bir dizi tek eşlilik veya çok aşklılığa kalkışıyormuş gibi davranabilirler. Ancak bu haliyle, bu deneyim sadece kısmi bir uyanışı temsil eder çünkü tek başına yaşama fikri İntegral, tam olarak gerçekleşmemiş ya da insan gelişiminin nihai gerçekleşmesi değildir. Bu kısmi uyanış, bir erkek anima gelişiminin 5. aşamasına girdiğinde aşılır.
5. Eşit Partner Olarak Kadınlar
Erkek, kadını zıt ve eşit bir partner olarak karşılar.
Bu evredeki kadınlara benzer bir şekilde (aşağıda bkz.), anima kompleks gelişiminin beşinci evresinde bulunan bir erkek, çatışmaların ve kararsızlıkların insan ilişkileri için bir gerçek olduğu gerçeğini kabul etmiştir ve onların çözümlerinin devam eden iyileşme, kişisel gelişim ve ruhsal farkına varmaya nasıl katkıda bulunduğunu görür. Erkek, dişil yönünü (anima) kucaklarken, kendine özgü cinsel özünü (heteroseksüel erkeklerde eril olma eğilimindedir) ifade etmek için kendine güvenli, güvenlikte ve rahat hisseder. Erkeğin kendini kabul edişi ise kadın partnerinin farklı görüşlerini, deneyimlerini ve duygularını bu farklı görüş, deneyim ve duygular tarafından tehdit altında, incinmiş veya şaşırmış hissetmeksizin davet etmesine izin verir.
Kadının beşinci evredeki özgün dişil nitelikleri, doğal olarak erkeğin erkekliğini tamamlar ve erkek de kadınınkini. Erkek, kadının ilham kaynağına, desteğine veya onayına bağlı olmayan kendi amaçsal kimliğini bulduğu içindir ki partnerinin bağımsız otoritesini takdir eder ve kadın mutsuzsa, empati, bakım ve özveri gösterse bile ve istendiği zaman destekleyici olsa da, sorumluluk, utanç ya da güvensizlik hissetmez ve kadın mutlu olduğunda onu daha çok sever.
Erkek, kadına ne yapışır ne de onu yanından uzaklaştırır, birlikteyken varlığının her seviyesinde onu kucaklamaya tamamen açıktır ve ayrılarken de hoşnut ve doygun olarak kalır. Bu her şeyi kucaklama ağırbaşlılığı; erkeğin zıt ve eşit bir partner olarak olgun, tek eşli bir birlikteliğe girmesine olanak tanır ve bu durumun kendisi de yeni hayat tecrübelerinin, duygusal iyileşme süreçlerinin ve daha derin ruhsal farkına varmaların kapısını aralar ki bu da daha sonra genellikle, nazik özgeci eylemlerin ve başkalarına hizmetin temeli haline gelir.
Kadınlarda Animus Gelişiminin Evreleri
1. Aykırı Yabancılar Olarak Erkekler
Kadın, erkekten korkar, nefret eder ve onu sever.
Babası, baba figürü, ağabeyi, erkek akrabası ya da aile dostu gibi çocukluk döneminde özdeşleştiği erkeklerin istismarından ya da onlar tarafından terk edilmesinden dolayı, bu evredeki bir kadın, animus’unu kendi içinde ve dışında bir yabancı olarak tamamen reddeder veya bastırır. Annesine ve diğer kadınlara güvenirken, erkeklere güvenmez, onlardan nefret eder veya korkar. Ancak buna karşılık gelen, erkeklere yönelik garip bir merak söz konusudur ve bu durum genelde, kadın ve flört etmeye çalıştığı erkeklerin kafasını karıştırır.
Bu kararsızlık onu son derece baştan çıkarıcı, muhtaç ve ilgi meraklısı hale getirebilir ve “baştan çıkar ve geri çekil” sendromunun ciddi belirtilerine neden olabilir. Bir erkek ona yaklaştığı anda, kadın kendini geri çeker ve bunu sadece, erkek uzaklaştıktan sonra geri dönüp daha fazlasını istemek için yapar. Farklı olduğunu kanıtlamaya, onu korkularından kurtarmaya çalışan zayıf bir erkeğin kalbini kırabilir ve onu kendi patolojik kovalamaca oyununa doğru çektikçe, erkek ona eş-bağımlı hale gelir.
Hane içi, aile ve kadın odaklı (örn. öğretmen, hemşire, sanatçı, bahçıvan, terapist, şifacı, hayvanlarla çalışma vb.) çalışma ortamlarındaki kendi alanının sınırlarında böyle bir kadın, ayakları yere basan ve kendine güvenen biri olarak görülebilir. Bu sınırların dışında ise işlevsel bir toplum yaratma görevini erkeklere ve psikolojik olarak daha sağlıklı kadınlara bırakır.
2. Baba, Tanrı veya Kral Olarak Erkekler
Kadın, erkeğin onayını ister.
Bu evredeki bir kadının öz-saygısı, erkeklerden aldığı cevap ve onay ile doğrudan bağlantılıdır. Çoğunlukla, en çekici kadın olarak görülme ihtiyacı tarafından yönlendirilir ve değerini, içselleştirilmiş eril yargısıyla ve dışsallaştırılmış erkek yansımasıyla sürekli olarak izler. Bu durum kadının kişiliğinde bir bölünmeye yol açabilir; erkekler tarafından beğenilmek için erkeklerin davranışlarını taklit ederken, bir yandan da, arzu edilmek için kendisini cinsel açıdan baştan çıkarıcı kadın (örneğin Temel İçgüdü filminde olduğu gibi) olarak sunar.
Ya güzel bir görünüme sahip dişil bir maskenin, zarif çekici bir tavrın ve eğlenceli bir zekanın ardında gizlenir ya da muziplik, rekabet ve meydan okuma veya başarıyı öneren başka bir cephe sayesinde bir erkek fatma tavrı geliştirir. Bu evredeki kadınlar, kendilerinin olabileceğinden çok daha çekici, zeki ve heyecan verici olarak algıladıkları erkeklerin çekim alanına girerler. Çoğu kez diyet kısıtlamaları, kuvvetli fiziksel egzersizler, estetik cerrahi, erkeklerin entelektüel ilgi alanlarına uyum sağlama, yeni yetenekler geliştirme ve cinsel açıdan erişilebilir olmak gibi, arzu edilen erkeklerin mükemmel eş beklentilerini karşılamaya çalışırlar.
Eğer bir kadın bu evrede kalırsa, güzelliği ve cinsel çekiciliği solduğunda, üzerine topladığı bakışlar ve onu arzulayan erkeklerin sayısı azaldığında yoğun bir depresyona girme riski altındadır.
Daha sonra kendini bütün samimi ilişkilerden izole edebilir çünkü mükemmeliyetçiliği, merhametli olma ve kendisinin ve başkalarının hatalarını affetme yeteneğini geçersiz kılar. Bu, kaygılarının panik atak, kusma, kalp problemleri, yorgunluk ve vücut ağrıları gibi her türlü psikosomatik hastalığı yarattığı, soğuk ve acı bir kendini inkar edişe doğru sürüklemesine yol açabilir.
Güçlü, bilinçli ve sabırlı bir adam (ya da iyi bir psikoterapist) bu aşamadaki bir kadını kendi değerlerini, tutkularını ve kimliğini (erkek onayından bağımsız olarak) bulması için destekleyebilir ve bu da kadının, animus kompleks gelişiminin üçüncü aşamasına girmesini sağlar.
3. Kahraman Olarak Erkekler
Kadın, erkekten onu koruyup kollamasını ister.
Üçüncü evredeki bir kadın, ihtiyaçlarını karşılayabilecek, ona değer veren ve onunla evlenebilecek, güçlü, cesaretli ve yetenekli bir koruyucu ve sağlayıcı olan bir adam ister. Erkek burada kadının iyi görünüş, zeka, sağlam itibar, istikrarlı bir maddi durum, cömertlik, sadakat, mizah, nezaket, ilgi, bütünlük ve güvenilirlik beklentilerini karşılayan ideal (genelde gerçekçi olmayan) parlak zırhlı bir şövalye imajını temsil eder.
İyi bir pazarlık pozisyonunda olmak için bu kadın, kendi görünüşüne, sağılığına ve zindeliğine odaklanacak ve daha yüksek bir eğitim arayarak, kariyerinin peşinden giderek, sosyal adalet için savaşarak veya batan bir işletmeyi kurtararak erkeklerin dünyasına uyum sağlayacaktır. Kendini onaylayan biri gibi görünecek ve karşılığında bir şeyler bekleyecektir. Erkeklerin rekabetçi dünyasında iyi işler, kendini eşit olarak görür, sorumlulukları paylaşmaya isteklidir ve partneri bunun karşılığında daha fazlasını sağlayabildiği sürece (çünkü kadınlar sosyal statüsü daha yüksek biriyle evlenmek ister) katkıda bulunacaktır.
Erkek, kadının finansal güvenceye, sosyal statüye ve özveriye yönelik beklentilerini karşıladığı müddetçe, kadın bu başarıları kendi adına reddederken, erkeğin tam potansiyeline ulaşması için ona destek olacaktır. Bu durum ise daha sonraları, kadın kendi yeterliliklerini tecrübe etme hakkının “reddedildiğini” gördüğünde ve partneri/ kocası onun daha fazlası için (daha büyük ev, araba, tatil, kariyer, gelir vs.) sürekli büyüyen beklentilerini karşılayamadığı zaman, içerleme duygularına yol açabilir.
Bu aşamadaki bazı kadınlar, fiziksel çekiciliğinin geçici doğasını kabul ettiklerinde, erkeklerle başarılı olma yeteneklerini sorguladıklarında, erkek dünyasında kabul bulmanın sınırlarına çarptıklarında, başka bir deyişle, kadınların üst düzey görevler almasını engelleyen toplumsal gelenek ve kurallarla kısıtlandıklarında, içe doğru bir yolculuk yapacaklardır. Bu ise kadınların kendi kimliklerinin sorumluluğunu üstlenmelerini ve kadın otoritelerinin yenilenmesine yol açarken animus kompleks gelişimlerinin dördüncü aşamasına geçerler.
4. Bağımsız Varlıklar Olarak Erkekler
Kadın, bağımsızlığını ister.
Dördüncü evredeki bir kadın, erkeklerden, bir partnerden veya kocadan bağımsız olarak, kişisel çıkarı ve kişisel tatmini adına etkin bir seçim yapar. Bu geçiş, yaşamı boyunca kendi deneyimlerini erkeklerle ilişki içinde kurduğu ve şimdi kendi kimliğini bulmak istediğini fark etmesiyle gerçekleşir. Erkeğin onayından ve desteğinden duygusal olarak kurtulduğu için, (önceki aşamada kahraman bir baba figürü olan) partnerini memnun etmek için her şeyde mükemmel olmaya çalışmayı bırakacaktır. Liyakatinin ve temelinin kaynağını keşfettikten sonra, kadın otoritesini yenilemek için çalışır. “İyi bir şekilde boşanma”, nafaka, cömert sevgililer, aile desteği veya Sosyal Sigorta yardımı gibi genelde sadece kadınlara yönelik para kaynakları veya kadının kendi emeği aracılığıyla finansal bağımsızlığı, bu geçiş için olmazsa olmazdır.
Erkekler partnerlerinin animus gelişimlerinin dördüncü evresine girdiklerini, onları daha sık zorlamaya, ihtiyaçlarını daha az önemsemeye, mali özgürlük aramaya başladıklarında ve ilişkiyi bir arada tutmak için sorumluluk almayı reddettiklerinde fark edebilirler. Eğer bir erkek bu evredeki bir kadınla birlikteyse, kadının kalmak için çektiği acının eninde sonunda ayrılma korkusundan daha büyük olmasının kendi suçu olmadığını ve bu konuda kendisini duygusal ve cinsel açıdan kollamaktan, yasal olarak kendisine ait olan mali varlıklarını (eğer zorunda kalırsa bir hesap uzmanı veya avukat yardımıyla) korumaktan ve eğer yapabiliyorsa, eski partnerini yaşadığı bu geçişte sevgi ve merhametle desteklemekten başka yapabileceği hiçbir şey olmadığını bilmek önemlidir. Ayrıldıktan ve/ veya boşandıktan sonra, kadın hayatında ilk defa kendini erkeklerin değerlendirme ve ihtiyaçlarından özgürleşmiş hissedecektir.
Bu yeni bekar kadınlar daha sonra zorlu işlerle, hayvanlarıyla ve çocuklarıyla, sosyal aktivitelerle, eğitimsel ilerlemelerle, evi çekip çevirmekle, hobileriyle, dünya seyahatleriyle ve arkadaşlıklarıyla fazla meşguldürler. Ayrıca, daha dişil veya dengelenmiş özellikler gösteren ve erkeklerle bağlılık ilişkisi yaşayan veya bunu arzulayan kadınları küçümserler. Dördüncü evredeki kadınların gözünde, partneri olan kadınlar, erkek bir partnere bağlılığın o acınası (kendilerinin henüz yeni çıktıkları) ikinci ve üçüncü evrelerinde gibi görünürler. Oysa, evli kadınlar aslında, dördüncü evredeki kadınların hala idrak edemediği beşinci evreye ilerlemiş olabilirler. Partneri olan kadınları, evrim geçirmemiş diye nitelendirip itibarsızlaştırırlar ve sıklıkla, onlarla sosyal ve profesyonel açıdan acımasız yollarla rekabet ederler. Dördüncü evredeki kadınlar sık sık geleneksel anne rolünü bozarlar, sert sevgi sergilerler ve bir erkekle ilişki dışında tatmin olmuş hissederler.
Yine de, özellikle de yaşlı kadınlarda, bir kriz çıkması durumunda becerilerinin ve özerkliklerinin ortadan kalkacağına dair kaygıların ortaya çıktığı, altta yatan bir izole olma korkusu vardır. Bu genelde duygu ikilemine yol açar. Bir yanda, stres, yorgunluk, yalnızlık veya seks arzusu duyulan zamanlarda, bir erkek ile birlikteliğin sağlayabileceği istikrar ve desteğe duyulan gizli bir özlem vardır. Öte yanda, duygusal olarak bağlı hale gelme ve tuzağa düşürülme, faydalanılma, hükmedilme ve yeniden bastırılma korkusu.
Fiziksel olarak uygun ve çekici, aşırı zeki, başarılı, yetenekli, olgun, nazik, sevgi dolu, cömert, evrimleşmiş, destekleyici, manevi ve ihtiyaç duyduklarında/istendiğinde uygun olan ancak esnek kalan, iddiasız ve bekar iyi erkeklerin eksikliği hakkında sık sık şikayetler, dördüncü aşamadaki kadınların vazgeçilmezleridir. Erkeklerden nefret eden ebedi bekarlar haline gelmeleri, “faydalı olan arkadaşlarla” menfaat ilişkileri kurmaları, arka arkaya tek eşli ilişkiler kurmaları ikilemlerini çözmekte tek çözüm gibi görünür.
5. Eşit Partnerler Olarak Erkekler
Kadın, erkeği eşit ve zıt bir partner olarak ister.
Tıpkı bir erkek gibi, animus gelişiminin beşinci evresindeki bir kadın, çatışmanın ve kararsızlığın insan ilişkileri için içsel olduğunu kabul etmiş ve daha sonraki psikolojik gelişimini ve ruhsal uyanışını dengelemek için bir birlikteliğin önemini fark etmiştir. Animus kompleksini tamamıyla aştıktan sonra kendi yetkisini, otoritesini tamamen sahiplenen kadın, artık erkekleri aykırı yabancı, üstün, aşağı ya da bağımsız olarak görmez. Sonunda, tek başına yaşama ve tek başına ilerleme fikrinin, insanın varoluşunun çarpık bir kavrayışı olduğunu fark etmeye başlar çünkü kimse yalnız yaşamaz.
İnsan olarak, yalnız yaşayarak karşılanamayacak çeşitli ekonomik, fiziksel, cinsel, psikolojik ve manevi ihtiyaçlarımız olduğunu görür. Sonunda, varoluşunun her düzeyinde dengeli bir kişiliğin, benlik-diğerleri düşüncesiyle her zaman geliştiğini ve bağımsız bir benliğin keşfiyle asla gelişmediğini anlar. Bu kadın daha sonra onu zıt ve eşit olarak (yani, eşit düzeyde bilince, haklara ve sorumluluklara sahip dişil ve eril kutuplar anlamına gelir) karşılayan bir insanla birlikte yaratılan maddi, entelektüel, duygusal, cinsel ve manevi sinerjiyi ister. Hiç beşinci evre bir birliktelik yaşamadığı için, anima gelişiminin beşinci evresinde olan, onu İntegral olarak bilgili bir şekilde karşılayabilecek bir erkeğin rehberliğine ihtiyaç duyar. Bu çiftler daha sonra, diğerlerinin refahına katkıda bulunurken, birlikte iyileştikleri, öğrendikleri, geliştikleri ve farkına vardıkları, birlikte aile ve sosyal aktivitelerden keyif aldıkları birbirlerine bağlı ilişkiler kurabilirler.
Uygulama Etkinliği
Haftasonu Atölyesi
14 Haftalık Eğitmenlik Eğitimi
Anasayfa