Çoğu kadın güç ve zenginlik sahibi erkekleri çekici bulur. “Daha zayıf, daha fakir, daha muhtaç bir partner istiyorum” diyen bir kadın görmedim hiç. Bu durum kadınlar ve erkekler için bir paradokstur çünkü güçlü erkekler, eşleri üzerinde de güç sahibi olmak isterler. Bu durum özellikle, erkekle mücadele içindeki kadınlar için geçerlidir, örneğin daha fazla bağımsızlık veya erkekte bir değişim talep eden kadınlar için.
Yedi çakraya baktığımızda her iki partnerin de güç sahibi olduğunu görürüz. Erkekler genellikle birinci (hayatta kalma/güvenlik), üçüncü (güç/sınırlar) ve beşinci (yaratıcılık/kişisel ifade) çakralarda; kadınlar ise ikinci (cinsellik/yaratım), kalp (duygular/merhamet) ve üçüncü göz (bilgelik/görü) çakralarında güçlüdür.
Güç mücadelelerine çözüm, birlikte yaratım sinerjisini kullanarak güçlü bir çift olmaları ve “karşı güç” kavramından “birlikte güç” kavramına geçmeleridir. Bu geçişin temelinde güven inşası yatar. Çiftler arasında güven yoksa veya ilişki güven içinde değilse, çiftler güçlerini birbirlerine karşı kullanırlar.
İhtiyaçlar belirlenmediği, ifade edilmediği veya karşılanmadığında da güç mücadeleleri doğar, çiftler korku-utanç spiralinde aşağı doğru ilerlerken de. Asimetrik güç ilişkisini aşmak niyetiyle bu konular üzerine açık bir iletişim kurmak, altı çakranın (veya yedi) tamamında eşit derecede güçlü olmak ve tamamlayıcı ortak yaratım içinde bulunmak çok önemlidir.