Cevap ve çözüm, varlığımızın dört boyutundan birinde bulunur. Bir neden, iç aklımız ve duygularımızdan kaynaklanabilir -David Schnarch’in yazdığı gibi, en büyük seks organımız beyindir. Duygusal engeller ve travma, çözülmemiş farklılıklar ve çatışmalar, duygusal yakınlık ve güven eksikliği, korku ve utanma, konuşulmamış ve yerine getirilmemiş cinsel fanteziler ve arzular ile ilgili sorunlar veya geçmiş duygusal ve fiziksel sınır ihlalleri yüzleştiğiniz sorunlardan biri olabilir. İkinci olarak, bu bir fiziksel neden olabilir. Libidomuz testosteron, östrojen, progesteron, oksitosin ve vazopressin gibi hormonlar tarafından kontrol edilir. Bunlar cinsel davranışlarda bulunma yeteneğini kontrol eder. Diğer fiziksel sorunlar arasında erektil disfonksiyon, erken boşalma, vajinal kuruluk, fazla veya zayıf olma, fiziksel egzersiz eksikliği, alkol ve ilaç tüketimi ve bazı ilaçlar yer alabilir. (antidepresan vb.) Üçüncü bir nedense, tabular (evlenmeden önce ya da mesela yalnızca belirli bir tarihten sonra, sadece belirli pozisyonlarda, konumlar veya zamanlarda, vb.) cinsellik hakkındaki kültürel inançlarımız veya erkekler ve kadınlar için ne tür cinsel davranışların uygun olduğu konusunda önyargılı düşünceler olabilir. Dördüncü olarak, para meseleleri, iş ya da stres, cinsellik için elverişli özel güvenli bir ortam olmaması gibi sosyal koşullardan bahsedebiliriz. Ebeveynlerle veya çocuklarla yaşamak veya romantik bir ortamın olmaması bu nedene dahil olabilir. Bu sorunların tümü, cinselliğinizi canlandıran, uzun süreli ilişkilerde ve evlilikte heyecan verici ve tutkulu bir cinsel yaşamını sağlayan uygulama, danışma veya terapi yollarıyla ele alınabilir.