Duygu ve ihtiyaçlarınla temas ederek ve onları yargılayıcı olmadan açıklıkla ifade ederek bunu yapabilirsin. Bu tavır kendine karşı dürüst olurken, içinde olup bitenleri partnerinle paylaşmana olanak tanır. Bu paylaşım partnerinle aranızda size özgü bir yakınlık yaratır. Bu güvenli alanın içinde hangi olayların hangi duygularınızı tetiklediğini ve hangi ihtiyaçlarınızın karşılanmadığını gözlemleyebilir ve paylaşabilirsiniz. Bazı duygularımız bize başkalarının davranışında doğru olmayan bir şey / şeyler hakkında önemli bilgiler verir, örneğin yapılan anlaşmaları bozması, yalan söylemesi, duygusal veya fiziksel olarak küfürlü ve etik olmayan şekillerde hareket etmesi bunlara örnek olarak verilebilir. Bu, sağlıklı sınırlar oluşturarak genişlemenizi sağlar. Bazı duygular, çözülmemiş bazı çocukluk çağı yaralarına işaret edebilir ve ilişkinizde iyileşme ve genişleme fırsatı sunar. İşin püf noktası, bu ikisi arasında ayrım yapmaktır.
Aynısı, ihtiyaçlar için de geçerlidir. Bir takım ihtiyaçlarınızın olması ile yoksunluk çekmeniz arasında fark vardır. Bütün insanların meşru ihtiyaçları vardır ama bu ihtiyaçlar giderilmesi için başkalarına yaslanıldığında ve yaslanılan kişi bu ihtiyaçları karşılamadığında onları cezalandırma haline giriliyorsa yoksunluğa dönüşür.
İhtiyaçlı ve yoksunluk çeken hallerinize dikkat etmeniz size onları kendi başınıza gidermeniz için olanak sağlar. Ardından, belirli ihtiyaçları isteklere, istekleri arzulara, arzuları tercihlere ve tercihleri tercih etmemeye dönüştürebilirsiniz.
Son olarak, uzlaşma ve kendinden ödün verme arasındaki farktan bahsetmek istiyorum. Uzlaşma, kendi ilişkinizi genişletmenize olanak tanıyan, kendinizin ve partnerinizin ihtiyaçlarını karşılıklı olarak yararlı bir şekilde karşılamaya denir. Ödün vermek ise kendi değerlerinizi ihmal eden seçimler yapmaktır; ki bu bütünlüğünüzün bozulmasına sebep olur. Başka bir deyişle kendinize karşı dürüstlüğünüzü yitirirsiniz ki bu şekilde aslında en başından beri kaçınmaya çalıştığınız davranışa düşmüşsünüzdür.